ATEŞİN VE GÜNEŞİN ÇOCUKLARI – 9

Özlenen ateş sonunda yakılmıştı Elden ele bütün dünyaya taşınmıştı Kıvılcım dansıydı gözlerdeki sevinç Kavga dağlarda bilinci kuşanmış Zindanlarda dirence sarılmıştı Ve haykıran dudaklar Her ihanet vakti çöl çöl yarılmıştı Bir ağıttır belki Ağrı’da Zilan deresi Dersim’de Laç deresi bir kanlı şiir Oysa bir destandır…

ATEŞİN VE GÜNEŞİN ÇOCUKLARI – 8

Solmuştur artık bütün isyan çiçekleri İki yandan bağlanır insan yürekleri Bir yanı korku büyütür dipçik yarasında Bir yanı beyin yıkar Uzaklaştırır çocukları kimliklerinden Koparır türküleri kendi dillerinden Koskoca kırk yıl geçmiştir aradan Kurtlar hep kan içmiştir yaradan Kırk yıl boyunca aynı renkte çiçekler Bütün…

ATEŞİN VE GÜNEŞİN ÇOCUKLARI – 7

Gün döndükçe küçüldü koca dünya Saray ve saltanat Bir gece yıkıldı halklar karşısında Tam da dalganırken bayraklar Kurtuluşlar kutlanırken Lordların ve paşaların masasında Elden ele sunulan bir tabaktı Medya Sınırlar çizildi danışıklı yalanlar üzre Dağlar parçalandı bir bir Ovalar ve nehirler paylaşıldı Mem bir…

ATEŞİN VE GÜNEŞİN ÇOCUKLARI – 6

Şarkılar yazıldı kul olduğun topraklarda Yemen’in kahveleri Balkan’ın güzelleri dizildi sıra sıra Çil çil altınlar taşında Afrika’dan Ve Makedonya’dan altın sarısı buğdaylar Bir saraylar saltanatına çerez oldular O saray ki üretmeden tüketendi Ülkeleri çığlık çığlık Bir ganimet uğruna kılıçtan geçirendi Dili yoktu diller içinde…

ATEŞİN VE GÜNEŞİN ÇOCUKLARI – 5

Bazikan güzelleri nerde yatar şimdi Göğüsleri tomurcuk – bakışları gül Kikan ve Zivan güzelleri nerde İsfahan’dan Fars diyarına beş bin aile Kırıla kırıla sürülürken Azad’ın zulmünde Azud al-Davla’dan gelen “azad” sözü Özgürlüğe nasıl dönüştü senin dilinde İhanetler gezinirken dört bir yanında Ne de güzel…

ATEŞİN VE GÜNEŞİN ÇOCUKLARI – 4

Dağlar renk çoşkusuyla Nehirler köpük soluğuyla süslenir Medya bir imparatorluktur artık Sofrasında milyonlar beslenir Bir ilayda fışkırdı karın altından Güneşi dudağından öptü Gökyüzünü en mavi alnından Bin yıl sonra “kardelen” dediler Aynı anad Asur dilinde Medler Kahraman anlamında “kardu” bilindiler Sığmaz oldular kendi coşkularına…

ATEŞİN VE GÜNEŞİN ÇOCUKLARI – 3

Ninowa bir kanlı zulüm kalesidir artık İki nehir arasında Tüm nehirlerin korkulu belasıdır Ve tanrılaşmış bir kral soyunun Asur tabletlerindeki zulüm yasasıdır Ey Firdevsi – koca şair Bu destan bir halkın yalansız kavgasıdır Zifir karanlıklar kuşanmış bir öfke Tanrılaşmış bir kralın tanrısal çocuğu Yürüyor…

SULAR TANIKTIR AŞKIMIZA

En soluksuz sesleriyle anlamsız sözler Özlem özlem dağılmış Avrupa kentlerine Biraz gurbet olmuş tükenmişliğin adı Cenk öykülerini rönesans yırtmış Düşkırıklığı çökmüş coşkular üstüne Biraz kötümserliğe çalmış yaşamın tadı Koca bir efsane yalnızlığı kalmış geriye Dilin yetmiyor şimdi geçen yüzyıllara Türküleri dudaklarına kilitlemişsin Defolu örnekler…

ÇUKUROVA ÇEŞİTLEMESİ – 1

Her özlemi yağmurla başlatan bu yerde İnsanlar vardır yurtsuz Açlık denizlerinden ağlarla çekilmiş -1- Her özlemi yağmurla başlatan bu yerde Kuş ağzında uçan bir şarkıdır mevsimler Ey imge pınarı dokun bu yerlere İşte yağmur öncesi gökte pamuk tarlaları Yerde bulutlar küme küme gezinirler Dokun…

ACIYA KURŞUN İŞLEMEZ

Sabrın çalkalanıp taştığı sulardadır Çığlıklarla parçalanmış uykularda Buruşturulup atılmış aşklarda Ve çalınmış mutluluklardadır Ses ile yürek Büyük rüzgârların o yanık şarkısı Hâlâ yükselir içimizden dağılır Coşkunun doruklarında sürer yankısı İlk kurban adanırken bir nehire Korkunun ilk nişanında başlamıştır Gözyaşının ilk damlasından kalma Yaslı baharlarla…

Common phrases by theidioms.com