Her gece başak tufanı gökyüzündeSonsuzlaşan u mu t düşleri ve yazYani büyürnek zamanı çocukların Çok mu oldu gelmeyeli bu yerlereAdem’den önce de böyle idi yazgılarNeye baksam ölüm çaresizliğindeNeye uzansam karanlıkHer şey ter ve tanrı…
-
-
Tarih yüzlü yaşlılar söyledi duydum Dersim’de dağlarDağlıktan çıkmazdan önceMenekşeler saz çalarmış eteklerindePapatyalar halay çekermişVe Manzur’un yüreğindeSular güneşi oynatırmış köpüklerindeŞimdi çamlar yaralıÇı narlar yorgunMeşeler açlık büyütüyor pelitlerinde Dersim dağlarında ot kucak kucakNe bilsin ki dostlar…
-
Yeşil saçlı küçük bir dereninAkışında unuttuk çocukluğumuzuGeçip giden günlere ağlayamadıkAç toprakların yüreğindeHep kavgayla boğuştu yaşamYılları sevinçle bağlayamadıkSularla dolaştıkSularla söyleştik bunca yılBir mutluluk selinde çağlayamadık. İşte aynı dere aynı toprak aynı suHer şeyi değiştirecek geçen…
-
Küçük burjuva, uzun yıllar sürecinde oluşmuş düşünce ve alışkanlıkların dar çemberi içinde sıkışıp kalmış, bu çemberlerin dışına çıkamayıp, kurulu makine gibi düşünen bir varlıktır. Ailenin, okulun, kilisenin, “hümanist” edebiyatın etkisi, “yasaların ruhu”, burjuva “gelenekleri”…
-
Bir taşın damarlarına kan vermek içinKendimi dünyaya atmam gerektiSuyun her damlası şimdi çiçek açıyorToprağın tek bir zerresini bile sürüp ekebilirim şu anSözün tökezlediği yerlerde bütün anlamlarındanSıyrılıp, bir nesneye dönüşüyor sözcüklerDoğayım ben, saçımı ödünç aldı…
-
Yalınlık benimle kal,mavi göğümünEnginliğinde uçan kuşların kanatlarınaŞiirler yazayım diye,onlar götürsünSevincini sözcüklerimin uzak ülkelere…Yalınlık benimle kal,bir yaprağınYeşilliğinin altında damar damar yatan giz gibiBaktıkça derinleşen bir şeyOkudukça yenilenen şiirler yazayımSözcükleri eğireyim gecenin saçlarındanArtık bilmiyorum bu serüven…
-
Evler bir günebakan gibi kapanıyor, bu ılıkBu gizemli akşam saatlerinde, çiçektozlarınınArasında üç beş kişi ne yapıyor artık?Bilmem, görmedim, düşlerin yalancısıyımKandilin ışığında oturuyor iki çocukBir kız bir oğlan, bir peri masalınınKahramanları gibi, öyle saf ve…
-
Yollar incir ağaçlarının ardında yiterTerk edilmiş bir ev dağın yamacındaBahçesinde ayrık otları, kengerPaslanmış bir zincir kuyunun çıkrığındaBir keçi meler uzaktan, usul bir yelSüzülür yaban asmaları arasından, niyeGöçtünüz kardeşler – lanet olsun savaşa!Gittiğiniz yollar bir…
-
Bu nemli, bu bunaltıcı gecelerde, pencereminÖnündeki dallardan bir kafes örerim kendimeGüneşli günlere doğurmuş anam beni, neyleyimGökle denizin seviştiği yerlere gün boyuBıkıp usanmadan bakmam için, evime mavininBütün tonlarında perdeler ashm sevdiğimGece, düşlerde sürdüreyim diye bu…
-
Bir işçinin, elinde ekmekle evine döndüğü o yerdir -mutlulukAkşamüstü, çocukları cıvıldayıp dururkenDerin bir iç çekiş, tatlı bir yorgunlukVe yüzüne yayılan gülümseme birden… Mutluluk, kelebek olup uçmasıdır ipek böceğininIrmağın denize kavuşturmasının bir adı olmalıMutluluk, beşikte…
Common phrases by theidioms.com