Ne gökyüzü sarhoş ne akşam Yalnızca türkülerde Bıçaklanmış bir özlem gibi yaşam Gülmek için ölmek midir bu Çoğalmak için bölünmek midir yoksa kim söyler şimdi bana Bunca türkünün içinde Ağıtlarla taşınan bu yük nedir Konuştukça söz başı bir zincir Sustukça susmak için bir emir…
Radyoda bir kaval sesi bu sabah Bağdaş kurup oturdu soframa Ekmeğim tazelendi sanki Dağlı çiçekler serpildi yalnızlığıma Biliyorum çaresi yok bu çilenin İşte gerçek Çıplak bir kaya gibi karşımda Çay kırmızı bakıyor zeytin kara Yine de susmuyor içimdeki pınar Yaslanıp çok uzaklardaki dağlara Az…
Merhaba kutsal Kythera Üç güzeller yurdu Tam üç bin yıl sonra merhaba Nasıl geçti bunca yüzyıl Şimdi “Narlıkuyu” diyorlar adına Afrodit’i doğuran ak köpükler Şimdi balık kılçıklarıyla dolu yalnızca Ve üç güzeller hamamında Mısırlı bir dişi yosma Nerede kaldı Apollon şenlikleri Sen söyle üç…
Nerden bilsin ki Medya’nın ataları Her çocuğun dilinde Şamaş Bir gün bambaşka bir ateş olacaktır Sonra ışıl ışıl akan nehirler Bir gün tanrılar adına kan akacaktır Köpükler güneşle oynaşırken iki nehirde Nal sesleri katıldı bir gün suların sesine Bir turaç vuruldu sazlıklarda Gün doğmadan…
Ateşin ve güneşin topraklarında Adem’den önce de akardı o nehirler Adem’in arkasında yürüyen erler Bütün olanları çok sonradan gördüler Ateşin çocukları olmazdan önce Şamaş’ın çocuklarıydılar Bir alınteri pişerdi ocaklarında Bir de yüreklerinde dostluklar Gelip iki nehrin arasında durdular Her birine bir tutam saç Bir…
-1-Ölen sen değilsinEy tanrıları yaratan nar ülkesiŞiir değilAşk değil ölenSahte sevgilerdir yalnızcaDalgalarına karışıp gidenDenizler dolusu zamanınBir damlacık anındaSahte sevinçlerdirÖlüp de anılar çukuruna gömülenNice yıllar geçti aradanNice yasak çırpınışlarGözlerimi çoğaltanNice nar şenlikleri sendeYasak bir yürüyüşeKortej olduğumuz yerlerdeVe yepyeni bir dünyanınKıyısına sürgün gidişlerdeHep yaprak yaprak açılan…
Hangi günün gecesidir / yazı kışta kılan bilirGün içinde görünmeden / günü suya salan bilirDağlar düze iner birdenAşkı sonsuz kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir Göl göl olur damda biri / çentik atar günlerineSel sel akar diğerleri / güneş güler tenlerineBiri bine döner…
Çıksam şimdi güzelliğin gökyüzüneDolaşsamGörsem bütün tanrısal sevgileriÖlümsüzlüğün sofrasına bağdaş kursamVe anlatsamAnlatsam o ağlatan mutluluğuBilmem inanır mı bana mavilikler Suskun bir coşkunun doruklarındaPürköpük ve rüzgarlıBir nehir kahkahasıydı gözyaşı Vivaldi böyle dinlenirmiş meğerMutluluk bile sensiz çekilmezmişBen ki yaşamı toprak bilmiştimNice tohumlar ekmiştim bunca yılGeç anladımAşkın tohumu…
Deniz yok olursa diyor bir çocuk,Balık kaybolursaNe derim benden sonraki çocuklaraİnsanlar kaybolurlarken gözaltılarda,Çöllerde boğulan nehirlerEy çocukNasıl varır okyanuslara? Adı karanfil ki suçu rengidirÖzgürlük dilinde bir imge,Tutsaklık dilinde bir söylencedir..Karanlıkta bir el koparır dalından,Artık ölüme varmış bir işkencedir.. Orman yok olursa diyor bir çocuk,Ağaç kaybolursaNe derim benden…
Yağmur kalabalığı yılların Çatlak göbeğinde bir açlık Her adımda bir süngü yarası Her ışıkta bir karanlık Neden sanki başkaldırmadık Tam da baharın ortasında Yüreği ağzındayken korkunun Korkak yaşadık aç kaldığımızda O en çoşkulu En delikanlı çağlarımızda Neden sanki neden Gözlerimizi gizleyip çevreden Ağladık sessizce…
Common phrases by theidioms.com