Eylüldür. Yedi dağın ardına acı yürür.
Yağmurlar yağar bakıra çalan göğün altında
Çağın aynalarında yurdumun yüzü durur
Eylüldür. Bir güvercin fırtınası dallarda.
Yalnızlığın koro halinde yaşanmışlığı vardır
Birahanelerde öğrenciler, bin türlü yaralarıyla
Elleri titrek, başları önlerine düşmüştür.
Eylüldür. Mor bir ayışığı akar dışarda.
Geceler nasıl bu kadar uzun sürebilir?
Yastıklara gözyaşıyla bir dünya çizerim
Alnımı duvara yaslayıp oturduğum da olur
Işığı yakmaya korkarım, dikkat çekmemek için.
Eylüldür. Suda, toprakta cemreler ölür
Yurdumdan haber götürür dünyaya kuşlar
Acıdır bize kalan, mutluluk değil
O son insan da bir gün gülünceye kadar…
1981
Ahmet Erhan
Common phrases by theidioms.com