“Materyalist tarih anlayışına göre, tarihte en sonu belirleyici öge, gerçek hayatın üretimi ve yeniden üretimidir. Ne Marx ne de ben bundan fazlasını hiçbir zaman öne sürmedik. Böyle olunca, eğer birisi, ekonomik etmenin biricik belirleyici…
-
-
Maddi hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır. insanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır. (Karl Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı)…
-
Öyle yorgun düşmüşüm kiacının mavzerini taşımaktanbulanık sular basıyor birdenbütün mevzilerimisonra çöle kesiyor içim Bu alaturka şarkılardafena kanıtıyor bazenanıların ve acıların kabuğunugagalıyor kanatırcasına yarayısusamış bir kerkenez Sesimin pınarı kuruyorsusunca sesinin kuşlarıUzayıp giden bir bozkırkesiliyor dudaklarımkavruluyor…
-
Kuşlar mıki çok şey denildişair dilinden Yüzlercesini suladıkgölgesinde sevdanındokudukgönül yumağında renklerini Gizimizi bildiler deihanetlerini görmedik hiçılık bir öpüştütürküleri Kuşlar mıki şimdiçok uzak yüksekteöpsenbüyüyemezsin ki ihanet ettiktürkülerinebaharın Ahmet Telli…
-
Ayrılıkların puslu aynasındadırbekleyişlerin solgun yüzüBekleyişler ki demlenişidir sabrındamıtır sessizliği ve üzüncüdamıtır gurbetin kavruk memesindenve emzirirhasretin yanık yüzlü çocuğunu Sen ey sabrın ve üzüncün dervişibaşını zamanın göğsüne koyve dinle yalnızlığın iç çekişleriniYalnızlıklar ki suskun bir…
-
Hep açlığında büyür yaşamınHep korkulusunda dolanırGezer durur elden eleŞiirsiz sancılar kıvranırZavallı tutsak yürek Bugün onlardadır yarın bizdeÇırpınır ha çırpınırBir ağlamaklı şiir dizesiBir yıpranmış imge diye Alır başını bazen çekip giderTaksit taksit konuşur arkadanYaşanmış coşkuları…
-
Oturdum kıyısına bir çocuğunSuskun ve uzaktı bütün oyuncaklarGözleriyle söylüyordu en gizli sözleriniAkbabaların pençesinde bir zamanOnun çocukluğuna kurmuştu yuvasınıO günden beri de yalnızcaRüyalarında görebilmişti babasınıHep duvarlar girmişti arayaVe dipsiz uçurumlarBir türlü kıramamıştı zulmün kapısını. Ey…
-
– Haluk Tan için –Sen sınıfa girdiğin zamanKaranlıklar si!inirdi karatahtadanAğlayan kitaplar gülerAç kalan umutlar beslenirdiÖnce içimizdeki kuşkuyuSonra korkuyu yıkardı bakışlarınSesinde sabahlar seslenirdiÇiçek çiçek açılan gözlerimizÇakılıp kalırdı sevincin yüzüneBütün geçmiş gelecekle süslenirdi Sen çıktıktan sonra…
-
Susmuştu zamanın çılgın öfkesiSürgün bitmiş rüzgâr salınmıştıVakitlerden bir sabahKapınız kırıla kırıla çalınmıştıAnam anam güzel anamKitapta cahilToprakta bilgin anamKaysılar da yeni kızarmıştıMutluluk adına söylenen şarkılarSabah düşmanlığında suç sayılmıştı Ben düşmüşüm kasaba yollarınaYaşım çocuk başım çocukİki…
-
–Aysel Zehir için- Yarım kalan hiçbir yolculuk yok bu yaşamdaBirbirine karıştırılan hiçbir boyut yokOnbeş yaş nedir kiYılların sözle çizilen anlamındaYa bir duygu selidir aralıksızYa da bir inanç fırtınası yüreğinDirence açılan gençlik koylarında Bir devrin…
Common phrases by theidioms.com