HAYKIR ACINI EY HALK!

Haykır acını ey halk, başeğme haykır!
Bir yol kavşağındasın ve ancak
yaraların haykırışlarla onarılır…

Bir yol kavşağındasın ve senin
değişmek için çırpınıyor kaderin.
Kuşan alnında biriken o kara teri,
sırtında şakırdayan kırbacı kopar
soluk al, ışıldat o mazlum yüreğini;
bak, korlaştı acıların, kozalandı
ey halk, parçala şu nankör suskunluğu
başkaldır artık…

Sevginin ve öfkenin uğultusunu
bağrına vura vura taşırken sana
karşılık gözetmiyor o gencecik insanlar;
ne barbarın tehdidi
ne dişleri kıran elektrik
dalga dalga yayılan o rüzgarı durdurabilir..
Bu direniş senin için ey halk;
bu çığlık, senin kollarınla
yıkılsın şu köhne dünya
ve coşkuyla yeniden kurulsun diye
çınlatıyor hayatı..

Bir yol kavşağındasın, fakat
mutlaka değişecek kaderin.
Bunu bekliyor ıslak çukurlarda
üşüyen şu yoksul çocuk,
bunu bekliyor gözevleri kurutulmuş analar,
bunu bekliyor zincirin oyduğu bilek,
bunu bekliyor açlık, kuraklık,
ılık ılık akan kan;
bunun için en genç yerimizi
ölümle tanıştırdık…
Kuşan kendini artık,
biraz da
gövdeni yüreğinle kırbaçla;
ey halk, haykır acını
bu kara dumanı dağıt…

Nihat Behram

Common phrases by theidioms.com