Tuzağa düşmüş bir ceylanınbakışındaki hüzün değildir umutKınalı keklik gibi ürkekbir kuş da değildirNe yalvar yakar olmuşturzulmün pençesindene de düşürmüştürkırların ve türkülerinonurunu yereBaharda bir tomurcukgibi patlayan öfkedir umutbarajını yıkan bir ırmaktıraçılır serpilirve büyür kıyısında sevdaEmzirir aşkıemzirir ve büyütür gül nakışlı sabırlardanferhat’ın direncinibin yılların sabır taşını…
1.Tutukluların iç dünyalarıelle tutulurcasına görülürgünün o en güzel vaktiatılan voltalarda 2.Tay sekişli adımlarustasıdır voltanın daher türlü dönüşü kıvrakakışkan ve deneylidir 3.Ayağına tetiktirmavraya düşkün olantek ciddiye aldığı şeygünlük voltalardır onun 4.Tek başına acemiadımlarla salınırkendüşürür tesbihini sık sıkvoltanın yeni konuğu5.Yağmalanmış bir kentgibidir mektupsuz kalanayak uyduramaz bir…
Anısı biz olalım bu sokakların öpüşmediğimiz tek saçak altı hiçbir otobüs durağı kalmasın Biz yürüyelim kent güzelleşsin gürültüsüz sözcükler bulalım yeni sevinçlere benzeyen Biz gelince bir yağmur başlar yüzün çizilir buğulanan camlara bir uzun karartma biter akasyalar köpürür bindenbire ve her avluda adınla anılan…
Günlerdir eski bir hüzünle çıkıyorum voltaya (kötüye işaret bu, üstelik yalnızlığa sığınıyorum) Unutup gitmişim ezberimdeki bütün şiirleri bulutlara bakıyorum uzun uzun, yalnız bulutlara O uzak kasaba akşamları düşerken aklıma tecrit’teki yine bir türkü tutturuyor Ey kalbim sana denk düşüyor bütün acılar acılar tek ve…
Gün bitti, elindeki güller de soldu anımsanacak neler kaldı bugünden paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak belki bir türkü söyleriz geceye karşı saçlarını tarazlayan bir şafak olur Zaman kekemeydi ve tarihe sızan soytarılar gördük gencömrümüzde ölüm peşimize düşende bir göçebeydik suretimiz ağardı kurulan darağaçlarına bütün sığınaklar…
Gün batarken sula fesleğenleri balkonun kokusu sokağa taşsın sokaklar kayıp çocuklar gibi hırçındır, ürkek ve biraz şaşkın Sular bulutlanır sen susarsın ve kent çıngıraklı bir yılan kadar zehirlidir artık sevgilin mahpustayken üstelik kirli bir lekeye döner umutlar Acılar katlanır mendil yerine sarışınlaşırsın bu kaçıncı…
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da ölür bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında Yanlış adreslerdeydik, kimliksizdik belki sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar Biz mi yalnızdık, durmadan yağmura yağardı üşür müydük nar çiçekleri ürperirken Gidersen kim sular fesleğenleri kuşlar nereye sığınır akşam olunca Sessizliğimi…
Gittikçe yalnızlaşıyor bir sen varsın karşılığı olmayan sorular düşüyor aklıma ve kuşların intihar tasarısından söz ediliyor kentte soğuyan ellerinde kalıyorum bir kırlangıç gibi Ellerin bir mecnun yurdu, upuzun bir sessizlik birlikte okuduğumuz kitaplar kadar sımsıcak Biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin her…
Kasabalı bir hüzün çökerdi söylediğin türkülere meşeler göğerir kalbin rehin kalırdı o huysuzda ve akşam soframıza ağarken bir yayla bulutu kuşları ürkütülmüş bir dal gibiydin, öylesine mahzun efkâr da yakışırdı sana, ilk kadeh kekik kokardı Kısa pontolunlu resimlerimiz sararmadı daha ilk sigarasını bölüşen iki…
Sen dostumdun benim, gülünce güneşler açardı su gibi azizdin, yurdumdun alnında ateşler yanan ışıklı bir ırmak gibi aktığımız o uzun yürüyüş daha dündü sanki her patlayan sağanak bunu anlatır fabrika düdükleri bunu anlatır bana her vardiya Hazırladığımız ilk taşbaskısı afişi anımsar mısın bükülüp giden…
Common phrases by theidioms.com