Hüseyin Ferhad’a Uzaktır güneyin şarkıları şimdi Sen ki uzaklıkları özlerdin ey çocuk Dilinde kekremsi, garip bir tadla Akıtırdın boğazından sözcükleri Yağmur ne de çabuk siliyor Bir daha dönmeyeceklerin ayak izlerini Çıkıp gidiliyor bir geceyarısı, çocuklar uyurken Bir dardağan ağacının altına bırakarak gölgeni Uzaktır güneyin…
ipekten bir ortü geriliyor beynime Kuşlarım kalkıyor bir aydınlıktan Başka bir aydınlığa, Pikabın düğmesini kıvırınca Beni o yaz günlerine 0 dardağan ağaçlarının altına iten ne Joan Baez’i dinliyorum Uykularımı bölebilirim şimdi Yakamdan silker gibi bir tozu Gereksiz bir ayrıntıyı Şiirimden çıkarır gibi Kim sorar…
ISabahın alacakaranlıgında açılır bir kapı IIÖperim ellerini yaşlı anamın, durup eşikteNe bir gözyaşı vardır artık, ne de bir anı IIIİki tas su dökülür ardımdan, akar öyleceÖnümsıra yürür, çizer yitik yollarımıVe yazgımın atlaslara sıgmayan haritalarını IVYadsımadan gidiyorum bir tek günü bile Anımsıyorum silah seslerini, gözlerini…
Sunu Bedenini bir dünya haritası gibi dizlerimeSerip de, yollar aradım yürümek için İçime çekmek için hava, koklamak için çiçekVe bir kadın, yaşamı benimle bölüşecek Sevdiğim şeyleri sevecek, bir incir ağacındanDamlayan süt dolarken memelerine Çocuklar doğuracak, kara gözleriDünyaya bıkıp usanmadan sorular soran Kendiyle yüzleşmekten çekinmeyen,…
Anne ben geldim, üstüm başım Uzak yolların tozlarıyla perişan Çoktan paralandı ördüğün kazak Üzerinde yeşil nakışlar olan Anne ben geldim, yoruldum artık Her yolağzında kendime rastlamaktan Hep acılı, sarhoş ve sarsak Şiirler çırpıştıran bir adam Kurumuş kuyunun suyu, incirin Sütü çoktan çekilmiş Bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi Ayrık otları, dikenler bürümüş Kapıdaki çıngırak…
Yüreğimi bir kalkan bilip sokaklara çıktımKahvelerde oturdum çocuklarla konuştumSıkıldım, dertlendim, sevgilimle buluştumBugün de ölmedim anne Kapalıydı kapılar, perdeler örtükSilah sesleri uzakta boğuk boğukBir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönükBugün de ölmedim anne Üstüme bir silah doğruldu sandım Rüzgar, beline dolandığında bir dalınKorktum, güldüm, kendime kızdımBugün…
Pencereme dolanma ayışığıRüzgarın soluğuyla titreye titreyeAğaçların hatırını sor– Yoksul ve kimsesizdirlerDenizlerin dibinde oynaşıp duranBalıkların sırtlarını ışıtPencereme dolanma ayışığıGözlerimle sokaklara abandığımdaYalnızlığı bulursamÖksüz ve dağınık kitaplarımı bulursamOdalarda, evlerdeHer radyoda yürek tellerini titretenBir türkü bağırırsaPencereme dolanma ayışığıRüzgarda el çırpan nehirleri anımsarımTeninde keklik hoplatan kırlarıDallarında yeni gelinler gibiİstekle…
A. Kadir’e En çok özlediğimiz şeyler yarına kaldıGökyüzünü de boğduk nefeslerimizleKapalıydı perdeler, sokaklar karanlıktıDilsiz bir adam kurtuluşu sordu bize En çok özlediğimiz şeyler yarına kaldıÇocuklar soğudu her geçen gün oyunlarındanTekmeleyerek yürüdüler okul kitaplarınıAldılar nasiplerini kısa pantolon giyerek [yaşlanmaktan En çok özlediğimiz şeyler yarına kaldıDenizin…
1.Tufan sonrası çocuğunun güçsüzlüğüyüm,DuruşumÇağları yanında taşıyamıyor. Sigara içerkenVe şiir yazarken acemi özellikle,Yorgunum. Hasata duran ekinler gibiErken büyümenin kapılarını zorluyorum-Çocuk olamadım belkiHer gece ayaklarını dağıtarakSarhoş gelen babamdı,Her gece ağlayan bendim,Sinen ve dağılan sessizce ..Oysa kanatırdı o,Yoksulluğunun yaralarını iç çekişlerleKanatır ve kapatırdıBize göstermeden..Bağırmak isteyen biri nasıl…
Yaşamın ufuk çizgisindeyimÖlümle dirimin birleştigiBir kör noktada…Uzun ve bir o kadar da acıBir örnrün önsözünü bitirdimAldımdan yüregime köprüler çatarakYıllar boyunca.Tufanlar çagında dogdumTaş taş üstünde bulmamayı bagışladılar banaÖlümü ve acı çekmeyi,Gömülmeyi bogukVe dipsiz uçurumlara. Duasız namazlarci durdumGünde beş vakit. yumrugumu sıkarakBen ki, çagdaş dinlerinSadık bir…
Common phrases by theidioms.com