KURTLAR

Bastıkça çatırdıyor otlarsanki eylül yürümüş burayasinsi ve gözüpek canavarBir rüzgâr esse usulcabelki nefes alacak ormandoğrulup kalkacak ayağaAma dağ taş bir dumanörtüsü içinde kalmış şimdihiç ses gelmiyor uzaktanAç kurtlar basıyor ovayı Ahmet Telli…

KAOS

Ay inceldi ve ormanbir tortu gibi çöktü dibeBuğusu yoktu toprağınbüsbütün balçıktı yeryüzüIrmaklar sağırdı ve dağlarbirer aptaldı o hantal gövdeleriyleGittikçe büyüyordu rüsgârın beynindeki urÖfkemizden şimşeği yarattıkİnsan yarattık(hayır, balçıktan değil)O gün bugün arayıp dururuz onuhangi cehenneme gitti, bilmeyiz Ahmet Telli…

YOLCU

I Gün ağarmadan yola çıksislenmeden bütün dağ taşDönüp bakma artıkbir ozan gibi ayrılığa düşDehşetli bir acıdır belkiuçurum, orman ve rüzgârve ağzunda kuş tüyleritaşıyarak geçen bulutlarNeyi bırakmışsan geridebir kül yığınıdır şimdidenömrün gibi savrulup gider işteAma ıslığını unutma sakınbir türküdr yine deyolcuya en çok yakışan II…

SOLUK SOLUĞA

I Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı ama atıldı yine de yeni serüvenlere Vakti olmadı acıların hesabını tutmaya durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı Yangınlarla geçti ömrü ve hep yalnızdı – ki onlar daima birer yalnızdırlar Nerde doğmuştu ve ne zaman kopup gitmişti o kentten…

GÜLÜŞÜN EKLENİR KİMLİĞİME

Gün biter gülüşün kalır bende anılar gibi sürüklenir bulutlar Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır yarım kalan bir şiir belki de Aykırı anlamlar arayıp durma güz biter sular köpürür de kapanmaz gülüşünün açtığı yara uçurum olur cellat olur her gece Her gece yeniden bir talan başlar acı…

EYLÜL

Eylül, gülleri soldurarak duyurdu bu yıl da kendini Böyle olacağını bile bile şaşırttı bizi yine de Daha bir demet kır çiçeği alıp koyamadık vazoya Günler mi unutturdu bize sevinci yoksa aşındırdık mı kimi duyguları Şöyle bir akşam söyleşemedik dostlarla erkenden kapandı perdeler yorgun muydu…

GURBET MUTLAKA OLACAKTIR

I.Gurbet ne ki yüzyılımızdademek de bir yabancılaşmadırÇünkü varolduğu her yerde insanıngurbet mutlaka olacaktır Sevda ile hasret varsa eğerZulüm varsa mahpusluk varsaAyrılıklar yakıyorsa içimiziGurbet mutlaka olacaktır Solgun bir ışık altında yazılıpuçları yakılan mektuplarınyarısı ağıtsa yarısı türküdürve gurbet mutlaka olacaktır Bekleyişlerle direnen ömründağlamaktaysa bağrını hicranve kıskıvrak…

SESİNİN KUŞLARI SUSUNCA

Öyle yorgun düşmüşüm kiacının mavzerini taşımaktanbulanık sular basıyor birdenbütün mevzilerimisonra çöle kesiyor içim Bu alaturka şarkılardafena kanıtıyor bazenanıların ve acıların kabuğunugagalıyor kanatırcasına yarayısusamış bir kerkenez Sesimin pınarı kuruyorsusunca sesinin kuşlarıUzayıp giden bir bozkırkesiliyor dudaklarımkavruluyor yalım yalım Sesini ver bana dinleSu verir gibi yaralı bir…

KUŞLAR

Kuşlar mıki çok şey denildişair dilinden Yüzlercesini suladıkgölgesinde sevdanındokudukgönül yumağında renklerini Gizimizi bildiler deihanetlerini görmedik hiçılık bir öpüştütürküleri Kuşlar mıki şimdiçok uzak yüksekteöpsenbüyüyemezsin ki ihanet ettiktürkülerinebaharın Ahmet Telli…

BİR HÜZÜN MEVSİMİNDEN ÇIKARKEN KALBİM

Ayrılıkların puslu aynasındadırbekleyişlerin solgun yüzüBekleyişler ki demlenişidir sabrındamıtır sessizliği ve üzüncüdamıtır gurbetin kavruk memesindenve emzirirhasretin yanık yüzlü çocuğunu Sen ey sabrın ve üzüncün dervişibaşını zamanın göğsüne koyve dinle yalnızlığın iç çekişleriniYalnızlıklar ki suskun bir akşam üstüdürusulca örtülecektir gecenin sessiz tülünüve düşecektir ince bir rüzgarlahüznün…

Common phrases by theidioms.com