Kenar mahallede bir pazar günü
Buğulanır toprak yol ve damlar
Sabah güneşinin ilk akıntılarında
Göğü turuncu bir ağ kaplar
Konuşmalar, küfürler, çocuk çığlıkları
Öper yüzünü yeni bir sabahın
Çamaşırlar hışırdar avlularda
Bayrakları gibi fukaralığın
Kahveye çıkar birer ikişer erkekler
Yayılarak otururlar iskemlelerde
Çay bardakları şıngırdar, radyo bağırır
Bir haftanın yorgunluğu akar iliklerde
Ötelerde, portakal bahçelerinde
Gün ışığı danseder sabah yeliyle
Arklardaki sular el çırpar
Toprağı ürpertiden titretircesine
Bir çocuk çitleri usulca aşar
Geçer uyuklayan bekçinin önünden
Bir damla kalır gömleğinin içinde
Uzayıp giden portakal denizinden
Tulumbada yüzünü yıkar bir işçi
Daha uyanmayan karısına seslenerek
Kalkar kadın, elinde bir havlu
Geceki yorgunluğu anlatır ezilerek
Bir kumru tüner dallarına o zaman
Avludaki yaşlı dut ağacının
Ona sevgiyle gülümser işçi
Sonra sarar belini kadınının
Sokaklarda satıcıların bağırtılan
Kapıların önünde iyice tizleşir
Kenar mahallede bir pazar günü
Böyle başladı, nasıl biter kimbilir…
1979
Ahmet ERHAN
No Comments