ALTINDAĞLI BİR KIZA ŞİİR

Daha dün bir sevinçtin karşımda
Bir ışıklı bekleyiş bir gelecektin
Şimdi kirletilmiş bir kentin
Çirkefi bulaşmış yüzüne
Gülemiyorsun
Dilin yorulmuş utanmaktan
Merhaba bile diyemiyorsun
Yenilgiler bağlamış gözlerini
Oysa gözlerin
En az yaşamak kadar güzel
O güzellikleri bilemiyorsun

Tam da kudurma vakti gecenin
Kim bilir şu Dışkapı’da
Ne yalanlar dolanıyor ayaklarına
Etin Çankaya’da Kızılay’da kalmış
Kemiğin Altındağ’da
Bunalımlarla titreyen bir konduda

Sen ki daha üç yıl önce
Direnen bir yaşamı türkülerdin
Işıl ışıl bakardın yarınlara
Yoksulluğun yanaklarını bile
Hep güneşin rengiyle öperdin
Nasıl da severdin edebiyat dersini
İlle de Fikret’in “Promete” şiirini
Her dizesini ezbere bilirdin
Bütün yollar bir labirent olsa da
Umuda çıkmak zor değil derdin

İşte ışıksız direncin yalan umutları
Aşılmamış coşkular
Sevgisiz öfke
Ve kül olan gençlik ormanları
Savrulup duruyor şimdi yürüyüşünde
Bir yangının çaresiz kurbanları

Keşke çıkmasaydın karşıma
İçimdeki sevinci vurmasaydın
Ne çocukluğun kalmış
Ne gençliğin var bakışlarında
Gözlerinde uçuşan üniversiteleri
Şimdi düşünmek bile istemiyorsun
Silmek için alnındaki çaresizliği
Tırnaklarını geçiriyorsun yüzüne
Kan oluyor yüzün silemiyorsun

Tam da kudurma vakti gecenin
Bir kez daha yıkılıyorum Altındağ’da
Çocuklar ah çocuklarım
Naylon Pazar çantası için oy atan
Karın tokluğuna can satan insanlarım

Adnan Yücel

Common phrases by theidioms.com